Ara
Close this search box.

Cumhuriyet’in İlk Nüfus Sayımı 1927

Sizi genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk nüfus sayımına götürüyoruz.

 

Sosyo-ekonomik yapıyı anlamak ve gelecek planlarını sağlam zeminde inşa etmek için başta ülkenin nüfusunu ve nüfus yapısını bilmek gerekiyordu.

 

Sayım sonuçlarına göre ülkede 13,6 milyon kişi yaşıyordu ve bu nüfus, toplam dünya nüfusunun %0,69’una denk geliyordu. Kaynaklara göre her 100 eve 492 kişi düşüyordu, bu da hane sayısının yaklaşık 2,8 milyon olduğu anlamına geliyor.

 

Halkın sadece %11’i okuma yazma bilirken, %24’ü şehirlerde, geri kalan kısmı ise kırsalda yaşıyordu.

1927 nüfus sayımında, aile içinde konuşulan dil anadil olarak kaydedilmiş; halkın %86’sının Türkçe, %8’inin ise Kürtçe konuştuğu belirlendi. Türkiye nüfusunun %97’sinin İslamiyet’e, %1,9’unun ise Hristiyanlık inancına sahip olduğu ortaya çıkmıştı.

 

Nüfusun kırsal alanlarda toplanması sonucunda, zirai meslekle uğraşanların oranı %47,7 ile tarım ana gelir kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Sınai meslekle uğraşanların oranı %3,27 ve mesleği ticaret olanların oranı %2,8’di.

 

Yani, tarıma dayalı, ticaretin ve ekonominin gelişimi için gerekli olan artı ürün üretiminin kısıtlı olduğu; sadece hayatın devam edebilmesi için gerekli miktarda üretimin yapıldığı ve bunun sonucunda kültürel gelişimin belirli merkezde sınırlı kaldığı bir toplum yapısı görülmekteydi.

 

En yüksek şehirleşme oranı %88 ile İstanbul’da görülürken, ikinci sırada %48 gibi daha dengeli bir oranla İzmir yer alıyordu.

 

Günümüzde %7’ye düşen kırsal nüfusun oranı, o dönemde %76’ydı. En yüksek kır oranı %96 ile Artvin iken, en yüksek üçüncü nüfusuna sahip Konya’da ise halkın %80’i kırsal alanlarda yaşıyordu.

 

Diğer bir dikkat çekici durum ise genç nüfus yapısı oluyor. Nüfusun %48’i 20 yaş altındaki bireylerden oluşurken 61 yaş üzeri olanların oranı ise %5’idi.

 

Medeni durum oranları incelendiğine ise nüfusun %42,3’ü evli, %48,6’sı bekar, %8,5’i dul ve %0,6’sı boşanmış olarak belirlenmişti.

 

Bugün %98’e yaklaşan okur yazar oranı, o dönem %11 gibi oldukça düşük bir orandaydı. Okur yazar oranı cinsiyet göre incelendiğinde, kadınların eğitime erişiminin ne derece kısıtlı olduğu belirgin bir şekilde ortaya çıkıyordu. Erkeklerin %17’si okur yazar iken, bu oran kadınlarda %5’idi.

 

Sonuç olarak, ilk nüfus sayımı sadece ülkede yaşayanların sayısını belirlemedi aynı zamanda devletin eğitim, sağlık ve altyapı gibi hizmetlerin dağılımını planlayabilmesi için bir yol haritası görevi üstlendi. 1927 nüfus sayımı, Türkiye’nin gelişim yolundaki ilk adımlarını ve o dönemin sosyo-ekonomik yapısını anlamamız için bir rehber niteliğindedir.

Paylaş :

LinkedIn
Son Paylaşımlar
Kategoriler

Bültenimize Abone Olun

En güncel finansal bilgileri, uzman tavsiyeleri ve özel teklifleri kaçırmamak için bültenimize abone olun.