Ara
Close this search box.

Dünya GSYH’sinde Çin, ABD ve AB’nin Payı

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından küresel ekonomik liderliği açık ara elinde tutan Amerika Birleşik Devletleri, 1960’larda dünya hasılasının yaklaşık %40’ını oluşturuyordu.

 

Bu dönem, Amerikan sanayisinin zirvede olduğu, doların altına sabitlendiği Bretton Woods sisteminin hüküm sürdüğü ve Batı’nın yeniden inşasında ABD’nin ekonomik gücünün belirleyici olduğu bir süreçti.

 

Ancak zamanla bu ağırlık azaldı. Özellikle 1990’lar sonrası küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte üretim merkezleri Batı’dan Doğu’ya kaymaya başladı. ABD’nin dünya ekonomisinden aldığı pay sürekli bir düşüş trendine girerken, bu durum yalnızca diğer gelişmiş ekonomilerin güçlenmesinden değil, aynı zamanda Çin’in dikkat çekici yükselişinden de kaynaklandı.

 

Çin, 1978 yılından itibaren Deng Xiaoping’in (Deng Şiaoping) Açık Kapı Politikası’yla birlikte dışa açıldı. 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne katılması ise adeta bir dönüm noktasıydı. 2000’lerin başından itibaren Çin’in dünya GSYH’sinden aldığı pay, dramatik bir hızla yükselerek yaklaşık %2 seviyesinden %17’nin üzerine çıktı. Günümüzde Çin, 1979 yılında %29 paya sahip olan Avrupa Birliği ile neredeyse aynı seviyelerde bulunuyor.

 

Avrupa, savaş sonrası toparlanarak önemli bir ekonomik oyuncu haline gelse de zamanla demografik zorluklar, düşük büyüme oranları ve yapısal reform eksiklikleri nedeniyle dünya ekonomisindeki ağırlığını kademeli olarak kaybetti. 2000’li yıllarda Avrupa Birliği, ABD ile başa baş seyrediyordu. Ancak 2008 finansal krizi sonrası dönemde, Avrupa Birliği’nin küresel ekonomideki payı ciddi şekilde daraldı. Çin’in ise bunun aksine, yalnızca dünya ekonomisindeki payını artırmakla kalmadı, aynı zamanda teknolojide de büyük bir güç haline geldiğini göstermeye başladı.

Paylaş :

LinkedIn
Son Paylaşımlar
Kategoriler

Bültenimize Abone Olun

En güncel finansal bilgileri, uzman tavsiyeleri ve özel teklifleri kaçırmamak için bültenimize abone olun.