Altınla Ev Almak: Denge Kimin Lehine Dönüyor?
Türkiye’de yatırım denince yıllardır iki klasik var: konut ve altın.
Biri barınma + servet birikimi, diğeri “güvenli liman.” Peki, aralarındaki denge bugün nerede?
Türkiye’de hanehalkının “alışılagelmiş” yatırımı olan yastık altın, çoğu zaman konut ya da otomobil gibi büyük alımlar için bekletiliyor. Son iki yılda tablo bu alışkanlığı destekleyecek yönde değişti: altın, küresel riskler ve ticaret savaşlarının kızışmasıyla değer kazanırken, reel konut fiyatları geriledi. Bu ikili etki, altın cinsinden konut alım gücünü belirgin biçimde artırdı.
2023’te konut/altın dengesi zirve yaparken, 2024–2025 döneminde altının değerlenmesi ve reel konut fiyatlarındaki geri çekilme ile altın cinsinden konut alım gücü daha da arttı. Yastık altı birikimlerin (ziynet/gram), “peşinat + kredi dışı tamamlayıcı” rolü güçlenmiş durumda. Krediye erişim zorlaşsa da altın bozdurarak ev almak yeniden cazip hale geldi.
Satış tarafında da tablo bunu destekliyor: eylül ayında 150 bin adetle son 13 yılın en güçlü eylül satışı gerçekleşti. Bu hareketlilik, “güvenden çok enflasyon endişesinin” bir yansıması olarak yorumlanıyor. Reel konut fiyatlarının 2016 seviyelerine yakınsaması ve piyasanın “hayal fiyatlardan arınması” da bu resmi tamamlıyor.
Altın değerlemesi ↑ + reel konut ↓ = hanehalkı için altın cinsinden alım gücü ↑
Altınını bozdurup eşiğini arayanlar için fırsat penceresi, satış verilerindeki canlılıkla da teyit ediliyor.





